Asrımızın problemlerini saymaya kalsak herhalde birçoğumuz için ilk sırada iletişimsizlik yer alır. İçerisinde bulunduğumuz iletişim çağında insanların en çok şikayetçi olduğu konulardan birisi de anlaşılamamaktır. Birçok defa karşımızdakinin bizi anlamadığını “Kimse beni anlamıyor” şeklinde büyük bir teessürle ifade etmişizdir. Acaba tüm suç karşımızdakinde mi? Ya biz anlatamıyorsak? Hele ki iletişim bir topluluk önünde gerçekleşecekse birçok kişinin eli ayağı birbirine dolaşmakta, ne diyeceğini bile unutur hale gelmektedir.
Bu yazımızda iletişimsizliği kelime dağarcığımızla ilişkilendirerek izah etmeye çalışacağız. Konuşma; kelimelerden, sözcüklerden, seslerden, jest ve mimiklerden müteşekkil bir anlatımdır. Kişi kendisini doğru anlatmak için doğru kelimeleri, doğru yerde ve doğru şekilde kullanmalıdır.
Doğru kelime kullanımını sağlayan kelime dağarcığıdır. Kelime dağarcığının darlığı halinde kişi kendini ifade edemez, biraz evvel temas etmiş olduğumuz iletişimsizlik sorunuyla karşı karşıya kalır. Konuşma esnasında “ııı, aaa, şey” gibi konuşmanın ve anlatımın düzenini bozan, dinleyici için kulak tırmalayıcı boyutta rahatsızlık veren birtakım sesler çıkarmak kelime dağarcığının darlığına işarettir.
Kelime dağarcığının genişletilmesi ancak ve ancak okumakla mümkündür. Özellikle çeşitli ve kullanımı eskisi kadar yaygın olmayan kelimelerden müteşekkil okumalar yapmak hem eskiyle bir bağlantı kurulmasına hem de nezih bir anlatıma vesile olacaktır. Burada kişiye büyük iş düşmektedir. Zira okul öncesinden yükseköğretimin bitimine kadar verilen eğitimle kelime haznesinin gelişmesi adına kat edecek yolumuz çok ama çok fazladır.
Bu yazımızdaki son sözümüzde şudur ki:
“Okumadan düşünülemez, düşünmeden anlaşılamaz, anlaşılamadan anlatılamaz.”
Comments