top of page
  • Yazarın fotoğrafıBeyza Nur Erdoğan

Depresyonla Daha İyi Düşünmek


Depresyonun analitik bir yönü olabilir. Araştırmalara göre; duygu durum bozukluğundan dolayı hastanede yatan insanların önüne birçok seçeneğin değerlendirilmesi gerektiğinde iyi seçimler yaptığı görülmektedir.


İsviçre'deki Basel Üniversitesi'nden psikolog Bettina Von Helversen ve meslektaşları, depresyonun bir evi ne zaman aramayı bırakıp satın alacağına ya da ne zaman tarla oyunu oynamayı bırakıp birisiyle evleneceğine karar verme gibi problemleri çözmede analitik düşünme tarzını harekete geçireceğini söylüyor.


Von Helversen'in ekibi, yakında çıkacak olan Journal of Abnormal Psychology'de, depresif insanların mevcut seçeneklerin kapsamlı bir şekilde değerlendirilmesini teşvik eden karamsar bir bakış açısı benimsemelerinin de mümkün olduğunu öne sürüyor ve "Depresyon, bazı çok riskli seçimleri karar vermeyi geliştirebilir" diyor.


Richmond'daki Virginia Commonwealth Üniversitesi'nden psikolog Paul Andrews, Von Helversen'in çalışması, klinik olarak depresif hastalar için bir düşünme avantajını gösteren ilk çalışmadır, çünkü muhtemelen, rahatsızlığı olan kişilerle ilgili önceki çalışmalardan farklı olarak ekip, gerçekçi sosyal seçimlerin doğruluğunu değerlendirmek için nicel bir ölçüm kullanmıştır diyor.


Andrews, depresyonun insanları kendilerini izole etmeye ve kişisel sorunlarını kararlı bir şekilde çözmeye teşvik eden duygusal bir tepki olarak geliştiğini varsayar. "Depresif biliş, klinisyenler tarafından varsayıldığından daha karmaşıktır" diyor.


Geçtiğimiz 20 yıl boyunca, San Antonio'daki Trinity Üniversitesi'nden Paula Hertel gibi psikologlar, hastaneye yatırılmayan depresif gönüllülerin bazıları, dikkatli analiz gerektiren ve diğerleri hızlı veya kendiliğinden yanıtlar isteyen çeşitli görevlerde depresif olmayan akranlarından daha iyi veya daha iyi performans gösterdiğini buldular.


Stanford Üniversitesi psikoloğu Ian Gotlib, depresyonun ve genellikle beraberinde getirdiği düşüncelere takılma durumunun, dikkat ve düşünme yeteneklerini bozduğunu belirtiyor. Ciddi şekilde depresyonda olan kişiler yavaş hareket eder ve tepki verirler, bu da yeni çalışmada depresyondaki hastaların seçimlerinin gecikmesine neden olabilir ve yanıltıcı bir şekilde analitik ve sabırlı görünmelerine yol açabileceğini öne sürüyor.


Von Helversen, seçenekleri seçmek için çok uzun süre beklemek, aceleci davranmaktan en az onun kadar ardışık kararları bozar ancak depresif hastalar genellikle seçimlerini iyi bir karar verecek kadar ertelerler, diye yanıt veriyor.


Araştırmasında, gönüllülerin bilgisayar üzerinde sunulan 40 adaylık sırasından en iyi iş adayını seçmeye çalıştığı belirtiliyor. Deneme serilerinde, 15 depresyon hastası ilk tercihini belirlemek için ortalama on iki adayı göz önünde bulundurmuş, ikinci tercihini yapmadan önce ise yaklaşık olarak on altı adayı değerlendirmiş. Araştırmacılar tarafından geliştirilen bir matematiksel model, hastaların aday arayışlarını yüksek nitelikli bir adayı seçme olasılığının yüksek olduğu kritik noktalarda durduklarını gösterdi.


Bu laboratuvar görevinde, reddedilen adaylar daha sonra seçilemezdi. Katılımcılar, mevcut bir adayın sıralamasını gördüler ve bu sıralama daha önce görülen adaylara göre belirlenmişti.

Ağır depresyon hastaları, semptomları hafiflemiş 12 depresyon hastası ve 27 depresyon semptomu göstermeyen gönüllüye kıyasla daha nitelikli iş adayları seçti. Tüm depresyon hastaları Berlin psikiyatri hastanesinden alınmıştı.


Semptom şiddetine bakılmaksızın, depresyon semptomları gösteren katılımcıların yaklaşık yarısı antidepresan ilaçlar kullanıyordu. Ciddi depresyon geçiren hastalar arasında, ilaç kullananlarla ilaç kullanmayanlar benzer başarı oranlarıyla iş adayları seçiyorlardı.



Makalenin orijinali için tıklayın.


25 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page