top of page
  • Yazarın fotoğrafıEfşan Demir

PSİKANALİZ’İN BABASI: SİGİSMUND SCHLOMO FREUD

Güncelleme tarihi: 5 Ağu 2022


Freud,6 Mayıs 1856’da Avusturya –Macaristan İmparatorluğu’nda, Pribor’da doğdu. Babası Jacob Freud kıt kanaat geçinmeye çalışan yün tüccarıydı. Annesi babasının ikinci eşiydi. Freud’un kendisinden yaklaşık yirmi yaş büyük iki tane üvey ağabeyi ve kendisinden küçük yedi kardeşi vardı.


Ekonomik sebeplerle Viyana’ya taşındıklarında Sigmund dört yaşındaydı. Freud’un ailesi Yahudi bir aileydi fakat Freud sonradan kendisinin ateist olduğunu ailesine açıkladı. O tarihlerde Yahudiler tıp ve hukuk alanında çalışabiliyorlardı. Freud da Goethe’nin yapıtlarının etkisinde kaldı ve 1873’te Viyana Üniversitesi Tıp Fakültesine girdi. Freud’un yaşadığı dönemde, özellikle Viyana’da Yahudi düşmanlığı vardı. Üniversitede bu düşmanlık yüzünden zorluklar çekti, sosyal çevreden dışlandı. Freud nöropsikoloji alanında araştırmalar yapmak istiyordu fakat çok parası olmadığından dolayı nöroloji alanına yöneldi. Birlikte çalışma yürüttükleri Josef Breuer ile bu dönemde tanıştı. Breuer ve Freud birlikte konuşma kürünü ortaya koydular.


“Söz” ile “sihir” başlangıçta aynı şeylerdi. Kelimelerin sihirli güçleri vardır.

1881’de tıp fakültesinden mezun oldu ve sonrasında ünlü Dr.Theodor Meynert’in psikiyatri kliniğinde asistan olarak işe başladı. Freud’un her daim başarılı olmak ve çok para kazanmakla ilgili takıntıları vardı. Freud kokain üzerine pek fazla çalışma yaptı, kokainin ne derecede bağımlılık yapabileceğini başlarda fark edemedi. Çalışmalarında ve mektuplarında kokainin rahatlatıcı etkisinden bahsediyordu. Hatta o süreçte kendi de kullanmaya başladı. Sonrasında hipnoz ve histeri üzerine çalışmalar yapmak üzere Paris’e gitti.1886’da Viyana’ya döndü ve muayenehane açtı.Başlarda hastalarını tedavi etme yöntemi olarak hipnoz kullanıyordu ama sonra bunun yeterli olmadığına karar verdi ve muayeneyi bıraktı.


Freud,Martha Bernays ile mutlu bir evlilik yaptı. Freud ile Martha evlenmeden önce parasızlıktan dolayı mektuplaşarak iletişim kurabiliyorlardı.Freud’un Martha’ya 900’ü aşkın mektup gönderdiği bilinmekte. Freud’un bu evlilikten altı çocuğu oldu. Çocuklarından en küçüğü olan Anna, babasının yolundan gitti ve psikanalitik harekette babasının yerini alıp saygıdeğer bir kuramcı oldu.


1896 yılında babasının vefatı Freud’u çok etkiledi ve bunalıma girdi. Bu süreçte Freud büyük yalnızlık içerisindeydi ama aynı zamanda bünyesinde büyük bir yaratıcılık barındırıyordu. Kendine ve hastalarına yaptığı analizler sonucu kitaplar, makaleler yazmaya başladı. 1897’de Oedipus Kompleksi, 1900 yılında Rüyaların Yorumu,1 901 yılında Gündelik Yaşamın Psikopatolojisi’ni yayınladı.1905’te cinsellik üzerine yaptığı çalışmalar büyük bir etki yarattı. Freud, insan psikolojisinin temelinde cinsellik olduğunu düşünüyordu. ”Histerinin Cinsel Etiyolojisi” hakkında verdiği konferans meslektaşları tarafından sapkınca bulundu ve Freud böylelikle sosyal açıdan yalnızlaştı.


İnsanların çoğu özgürlüğü gerçekten istemezler; çünkü özgürlük sorumluluk gerektirir ve insanların çoğu da bundan korkar.

Freud’un asıl amacı psikanalizi, psikiyatri ve psikoloji alanlarında yaygınlaştırmaktı. En büyük endişesi ise psikanalizin sadece Yahudi bilimi olarak görülmesiydi ve endişesi gerçek oldu. Ona inanan ve ilgi gösterenler sadece Yahudiler oldu. Her Çarşamba, Freud’un muayenehanesinde toplanıyorlardı.


1.Dünya Savaşı, Freud ailesi ve psikanaliz için yıkıcı bir hale geldi. Üç oğlunu da savaşa gönderen Freud, savaş ve ölüm hakkında düşünmeye başladı. Yaptığı analizleri, düşüncelerini savaş sonrası konferans vererek anlattı.1919’da kızı kötü beslenme ve zatüre sebebiyle hayatını kaybetti. Bu durum Freud’u çok etkiledi ve kendisini tamamen çalışmalarına vermesine sebep oldu. Çalışmaları sonucunda “Haz İlkesinin Ötesinde: Yineleme Takıntısı ve Ölüm İç Güdüsü”kuramını,1923 yılında ise “Ego ve İd” kuramını ortaya koydu.


1923’te puro bağımlılığından dolayı çene kanseri teşhisi koyuldu. Kanser yüzünden 16 yıl içerisinde 33 tane ameliyat geçirdi.1938’de Hitler, Avusturya’yı işgal etti ve bu yüzden Freud İngiltere’ye taşındı. Taşındığı evde çalışmalarına devam etti ama aynı zamanda hastalığı yüzünden çok fazla acı çekiyordu. Acı çekmesine rağmen puro içmeye devam ediyordu ve bundan dolayı doktoruna fazla miktarda morfin ile ötenazi talebinde bulundu. Doktor, Freud’un kızı Anna’nın da onayını alarak Freud’a yüksek dozda morfin vermesi sonucu 1939’da 83 yaşında hayata veda etti.


İngiltere ve Viyana’da yaşadığı evler müze haline getirildi. Müzelerde Freud’un mektupları, eşyaları ve evinde bulunan Yunan vazosunun içine koyulmuş külleri bulunmakta.


Doğaya her zaman bir ölüm borcun vardır.
47 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page